Etiket arşivi: İlber Ortaylı

Yatağın solu

Yatağın mümkün olduğu kadar sol tarafından kalktığım bir gün. Ayaklarımı sürüye sürüye alt kata indim. Sabah alışkanlığı, elektrikli su ısıtıcısına bas, nescafe hazırla, tost makinesine iki dilim ekmek, falan filan.

Internette sosyal medyayı kontrol et, kitabın ayracını bıraktığın yere bak, okumak için niyetlen sonra vazgeç.

Aslında her sabah farklı bir ruh hali ile uyanırız. Ya gece, kafamıza üşüşen düşünceleri sabah hayata geçirme telaşı ile, ya da ertelediklerimizin omuzlarımızda yarattıkları ağırlık ile. Bazen tembellik hakkımızı kullanabileceğimiz bir güne uyanmanın neşesi sarar ruhumuzu. Telaş ile geçirdiğimiz hayatımızda kısa bir molaya sahip olmanın heyecanı ile. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Sanırım önemli olan kısıtlı zamanımız olduğunu unutmamak. Bunu sürekli kafasının içerisinde taşıyan biri olarak, her anımı dolu dolu geçirmeye çalışırım. Bu halim zaman zaman kendimden sıkılmama sebep olsa bile. Sanki arkamdan atlılar koşturuyor. Bu telaş hali hep kalan vaktimizin sınırlı olduğunu uzun yıllar önce kabul etmiş olmamdan kaynaklanıyor.

Oysa öldükten sonra yanımızda anı götürüp götüremeyeceğimiz meçhul. Umarım götürebiliyoruzdur.

99

Zamana yüklediğimiz anlamlardan ötürü , bizden sıkılıyordur sanırım. “Zamana bırakmak”, “Zamanın ne getireceğinin belli olmaması.”, “Zamanın herşeyin ilacı olması.” vs.

Peyami Safa’nın hoşuma giden bir sözü var. Her hatırladığımda yüzüme geniş bir tebessüm oturur.

“Yaşlanarak değil, yaşayarak tecrübe kazanılır. Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.”

Sosyal medyanın hayatımıza entegre olması ile, kullandığınız platform ne olursa olsun gün içerisinde, hayatımızı kolaylaştırmak, hayatın anlamını bulmak, yaşarken aslında neyin önemli olup olmadığı hakkında yüzlerce reçete ile karşılaşmaktayız. Zaman zaman bunların üzerine düşünürüm. Faydasını gördüklerim mutlaka olmuştur. Zaman zaman da bunları bizlerle paylaşanların gerçekten bu reçeteleri hayatlarında kullanıp kullanmadıklarını merak ederim.

Birçok insanın sosyal medya kullandığını kabul edersek, reçetelerin; ekran dışı sürdürülen hayatların çoğunda herhangi bir işe yaramadığı  belli aslında. Buna rağmen, düşüncenin olgunlaşmasının zaman aldığını kabul edersek, uzun vadede birilerinin hayatlarına dokunacak olmaları kaçınılmaz.

18